Yaşam
boyunca hem iş hayatında hem de özel hayatta beklenmedik birçok sorunla
karşılaşırız. Bakış açımıza göre, farklı fiziksel ya da duygusal tepkiler
veririz. Verilen tepkilerin neticesinde ister istemez üzerimizde bazı etkiler
kalır. Günlük hayatımızın büyük bir bölümünü iş yerinde geçirdiğimizden, haliyle
iş yerinde karşılaştığımız sorunlar bizi daha fazla etkiler. Aslında her ne
sebeple olursa olsun karşımıza çıkan sorun, biz onu sorun olarak gördüğümüz
için karşımızdadır. Çünkü yaşanan her ne ise olmuş, bitmiştir zaten. Çözüm
arayışı sürecinde devamlı sorunla boğuşup, aynı şeyleri anlatıp durmakla,
sorunları büyütmek, şak diye çözümü önümüze çıkarmayacaktır. Tek gerçek, var
olan sorunun bir anda önce ortadan kaldırılmasıdır. Yani çözüme ulaşılmasıdır.
Bunun içinde yapılması gereken; mevcut sorun hakkında, mantıklı sorular (Ne, Neden, Ne zaman, Nerede, Nasıl, Kim v.b.) sorulması ve bu sorular karşılığında ulaşılan
cevaplarla birlikte doğru sonuca ulaşılmasıdır. Başarı sağlamak için karşılaştığımız
sorunları en kısa sürede ve mantık çerçevesinde çözmemiz gereklidir. Burada
da karşımıza iki seçenek çıkar; ya soruna odaklanacağız, ya da çözüme.
İş hayatında, her iki yaklaşıma sahip farklı insanlar görebilmemiz mümkündür. Bu insanları davranışlarından, olaylara bakış açılarından kolayca tanıyabiliriz. Öyle ki, sorun odaklı insanlar herhangi bir sorun karşısında negatif bakış açısının etkisine girip, kendi kendini karamsarlaştırır. Bir türlü sorundan kurtulup çözümü düşünemez. Sürekli olarak sorunla boğuşup durur. Mevcut durumu dramatize ederek etraftaki insanlarda ilgi uyandırmaya çalışır ya da direk tribünlere oynayarak, çevresini etkilemeye çalışır, bu sayede bir yerlere varmayı düşünürler. Bu tip arkadaşlarla sorunları çözmek istediğinizde tam tabiriyle “havanda su döversiniz”. Yapılan görüşme sonucunda bir de bakarsınız ki çözüme ulaşamamış birde üstüne sorunları çeşitlendirmiş halde bulursunuz kendinizi. Sorun daha da karmaşık hale gelmiştir ve sizde o negatifliğin etkisine çoktan girmiş olursunuz.
Fakat
olaya çözüm odaklı bakabilen insanlar, direk olarak çözüme ulaşmaya çalışırlar.
Sorun odaklıların aksine pozitif enerji etkisi altına girerler ve motive olmuş
şekilde hedefe ulaşmak için çabalarlar. Çünkü mevcut olan sorun çözülmek için
oradadır. Büyütüp, karmaşık hale getirmek için değil. Bu nedenle önlerine
çıkacak olasılıkları gerekli verileri toplayarak hesap ederler, bunları nasıl
ortadan kaldıracaklarını düşünürler. Sürekli bir plan, program içerisinde
ilerlerler. Kendi kendilerine söylenmezler. Hedeflerinde sadece çözüm vardır. Sadece
probleme takılıp, problemi daha da büyütüp, çoğaltmazlar. Mümkün olan en kısa
sürede çözüme ulaşmak tek hedefleridir. Çözüm odaklı kişiler ego yapıp ben
bilirim havalarına, yarar sağlamayacak tartışmalara girmez çözüme yönelir.
Kaynağını
tam olarak bilmediğim ama sürekli zihnimde yer tutan şu söz bana özetliyor sorunların
çözümüne nasıl ulaşacağımızı. “Çözümün bir parçası olmayan her birey sorunun
bir parçasıdır.”
Kabul
edelim insan olarak her iki yaklaşımda da yaptığımız tek şey sadece düşünmektir. Sorun
odaklı yaklaşımda düşünce gücü soruna, çözüm odaklılar da çözüme odaklanır. Hani
hep diyoruz ya dünya globalleşiyor, mesafeler azalıyor, zaman oldukça önemli
bir kavram haline geliyor. Bu denli hızlı gelişen iş dünyasında sorunların bir
an evvel ortadan kaldırılması da oldukça önemli bir hale gelmektedir. İşte bu
sebeple sorunları çözmek yerine mevcut sorunlara ilave sorunlar ekleyerek kaos
ortamı yaratmaktansa, sonuçlar ve çözümler üzerine odaklanıp en kısa zamanda
hedefe ulaşmalıyız. İş hayatında başarılı insanla başarısız insan arasındaki yegane
fark da budur.
Şimdi
yaslanın arkanıza ve geçmişe küçük bir göz atın, sorunlara karşı yaklaşımınız
sorun odaklımı yoksa çözüm odaklı mı ?
sorun odaklı insanlar kinci ve egoist sorunun kaynağını şiddetle çözmeye çalışırlar (bağırnma,aşağılama vb.) buda ona zarar bunu yaptığı kişi ona kin gütmeye başlar, ve daha büyük soruna neden olur...Bu da işin yürümemesine sebeptir.Yani bir problem karşısında kim yapmış nasıl yapmış niye yapmış vb olan olmuş zaten çözümü nedir ona bakmak gerek, aksi taktirde hem o kişi hemde azarladığı kişi sürecin uzamasına neden olur.
YanıtlaSil