25 Kasım 2013 Pazartesi

Önce Çalışanın Memnuniyeti


Hemen hemen tüm kurumlarda memnuniyet denildiğinde ilk akla gelen şüphesiz müşteri memnuniyetidir.  Hâlbuki günümüz iş dünyasında kurum içinde başarıyı destekleyen en önemli unsurlardan bir tanesi de çalışanın memnuniyetidir. Çünkü müşteriye sunulacak mal ve hizmeti üretecek olan çalışanlardır. Çalışanın memnuniyetsizliği yapılan işin verimliliğiyle ve dolayısıyla müşteri memnuniyeti ile birebir ilintilidir. Memnuniyet arttıkça, müşteriye sunulan mal ve hizmetinde kalitesi artacaktır. Çalışanın memnuniyeti demek; çalışanın uzun süreli ve şirketine bağlı olarak işini severek yapması ve böylelikle hem kendisi hem de şirketi için daha verimli olması demektir.  Çalışan memnuniyeti düştükçe verimliliğin düşmesi, kalitesiz işçilik, personel sirkülasyonu ve devamsızlığın artması da kaçınılmaz olacaktır.

Daha önceki bir yazımda işletmelerde aidiyet duygusundan bahsetmiştim. İşte o aidiyet duygusunun başlangıç noktasıdır çalışan memnuniyeti. Bir işletme düşünün çalışanların çoğunun yüzü asık, sürekli bir mutsuzluk havası, kendi aralarında dedikodu üretiyorlar ve ha bire çıkan personel oluyor, yerine yenisi geliyor. Böyle bir işletmede ne aidiyet duygusundan nede çalışan memnuniyetinden söz etmemiz mümkün değildir. Zaten memnun olmayıp da ayrılanların yerine gelenler, girdikleri bu ortamda kısa sürede gidenlerle aynı kaderi paylaşacaklardır. Çünkü var olan memnuniyetsizlik yeni gelenlere de bulaşıcı hastalık gibi geçecektir. Kurum içi iletişimin yeterli olmadığı, üst yönetim ile çalışanların arasındaki makasın bir hayli açık olduğu işletmelerde bu olumsuzlukların yaşanması muhtemeldir.
Çalışan memnuniyetini sağlamak ne kadar zor olabilir? Her şeyden önce işletme içerisinde adaleti sağlamak gereklidir. Bu noktada adaleti sadece ücret ile sınırlamamak gerekir. Çünkü her çalışan işletme içerisinde eşit haklara, eşit saygınlığa sahip olmak ister. Öyle ki bir çalışanın sürekli işe geç gelmesi görmezden gelinirken diğer çalışanların tam saatinde işe gelmeleri göz ardı edilmemelidir. Her çalışan değerli olduğunu hissetmek ister. Genel bir adalet mekanizması sağlandıktan sonra sıra çalışanların memnuniyetsizliklerini tespit etmeye gelecektir. Çalışanların kendilerinin dinlenildiğini, sorunlarının dikkate alındığını hissetmesi önemlidir. Sorunların üst yönetim tarafından dinlenilmesi fakat bunun karşılığında hiçbir şey yapılmaması, çalışan memnuniyetsizliğini daha da artıracaktır. Bu yüzden değişik yöntemlerle çalışanın memnuniyetsizliklerini bildirmesi sağlanmalı ve çözümü için gerekli iyileştirmeler mutlaka yapılmalıdır. Bildirimlere karşı yapılacak iyileştirmeler çalışanın şirketine bakış açısını olumlu yönde etkileyecektir. İşyerine gelirken daha bir istekli daha bir mutlu gelecektir. Bu da şirketin verimliliğine direk etki edecektir.
Sürekli yenilenen teknoloji ve şirketler arasında artan rekabet, tecrübeli eleman bulma ve bu elemanları kurum içinde tutmayı oldukça zor hale getirmiştir. Bu nedenle çalışanların memnuniyeti için sadece yüksek maaş artık tek başına yeterli değildir. Çalışanların işyerinde mutlu ve huzurlu olması, sosyal olarak iyi şartlara sahip olması, amirleri ve arkadaşları ile sıcak ilişkileri hem çalışanın memnuniyetini ve bağlılığını hem de şirketlerin verimliliğini direk olarak artıracaktır. Zaten bu konuda yapılan araştırmaların birçoğunda çalışan memnuniyetinin ve bağlılığın yüksek olduğu şirketlerde işgücü performansının yükseldiği ve personel sirkülasyonunun azaldığı da açıkça görülmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder