2 Aralık 2013 Pazartesi

Pareto Kuralı Ya da Nam-ı Diğer 80/20 Kuralı

Üniversite yıllarında ilk defa duyduğum, ardından kimi zaman eğitimlerde kimi zaman iş sohbetlerinde karşıma çıkan meşhur prensip. Genel kabul görmüş adıyla 80/20 Kuralı ya da Pareto Kuralı ya da Dengesizlikler Prensibi…

Tarihçesine bakacak olursak ; bundan yaklaşık 110 yıl önce İtalyan ekonomist ve sosyolog olan Vilfredo Pareto ülkesinde gelir dağılımının eşit olmadığını ispat etmek amacıyla bir çalışma, bir araştırma gerçekleştirir. Pareto, yaptığı araştırmalar sonucunda, İtalya’daki insanların yüzde 20′sinin, toprakların yüzde 80′ine sahip olduğunu tespit eder. Bu araştırmayla yetinmeyip benzer araştırmaları diğer birkaç Avrupa ülkesinde de yapar ve benzer sonuçlara ulaşır.Pareto daha sonra, bahçesinde ektiği bezelye köklerinin yüzde 20'sinin, ürünün yüzde 80'ini verdiğini tespit etmesiyle birlikte, önemli azınlık ile önemsiz çoğunluk arasında matematiksel bir ilişki olduğunu keşfeder. Zaman içerisinde bu varsayımı diğer bilim insanları tarafından daha da geliştirilerek soyadıyla özdeşleşip Pareto kuralı (80/20 kuralı) olarak günümüze kadar gelir.

Varsayımın özünde; sonucun oluşmasının az sayıdaki önemli baskın faktörlere bağlı olduğu yatmaktadır. Bu kural gereğince oranlar, her zaman 80/20 değil, 70/30 ya da 90/10 gibi farklılıklar da gösterebilmektedir. Bu noktada kabul edilmesi gereken; sonuçların büyük bölümüne, az sayıdaki baskın faktörlerin etki ettiğidir.

İş hayatından en popüler örnekler “Satışların yüzde 20’si kârın yüzde 80’ini sağlar, müşterilerin yüzde 20’si satışların yüzde 80’ini oluşturur, toplantı zamanının yüzde 20'si kararların yüzde 80'ini doğrudan etkiler.” İnsan kaynaklarıyla ilgili olarak ise örneğin “Raporlu günlerin yüzde 80’i çalışanların yüzde 20’si tarafından alınır.” Bu örnekleri çoğaltmak, sayfalarca yazmak mümkündür.

İş hayatında biz nasıl kullanabiliriz bu kuralı ya da işlerimize faydası olur mu?
Pareto kuralı iş hayatında satıştan, kaliteye, müşteri memnuniyetinden çalışan memnuniyetine kadar hemen hemen her alanda uygulanabilir durumdadır.

Hepimiz kabul ederiz ki, çalışma hayatında yöneticiler için, karar verme ve zaman yönetimi can sıkıcı konulardan birisidir. Diyelim ki karar vermekte zorlandığınız problemli bir konu var. İşte bu noktada pareto analizi size büyük kolaylık sağlayacaktır. İlk etapta yapmanız gereken pareto analizine uygun olarak hataları ve nedenleri, probleme olan katkı derecesine göre sıralamak. Bu size hangi sorunun daha önce ele alınması gerektiği hususunda yardımcı olacaktır. Ardından problemdeki payı yüksek olan hatalar ve nedenler üzerinde çalışmalarınıza ağırlık verirsiniz. Ve bunun sonucunda karara daha hızlı ulaşmış olursunuz. Bu sizin gereksiz detaylarda boğulmadan sonuca ulaşmanızı ve zamandan tasarruf etmenizi sağlayacaktır.

Örneğin probleminiz, düşen şirket satışlarının artırılması ise; bu kurala göre ilk yapılacak olan müşterilere yapılan satışların şirket toplam satışlara oranlanmasıdır. Çıkan sonuçlar müşteri bazında tablo üzerinde büyükten küçüğe doğru sıralanır. Tahmini olarak tabloda 29 müşterinin yer aldığını ve ilk 9 müşterinin satış oranının sizin satışlarınız toplamının yüzde 80’ini oluşturduğunu kabul edelim. İşte odaklanmanız gereken ve önceliğiniz bu 9 müşteridir. Yani bu 9 müşteriye yapılacak satışlarda oluşacak artış, şirket satışlarını diğer 20 müşteriden daha fazla etkileyecektir.

Bütün bu anlatılanların sonucunda şunu söyleyebilirim ki, ister özel yaşamda ister iş yaşamında olsun, önceliklerimizi belirlememiz için kullanacağımız etkili tekniklerden birisidir 80/20 kuralı. Başarı için önceliklerin belirlenmesi hem karar verme sürecinde hem de zaman yönetiminde bize büyük katkılar sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder