Üniversite
yıllarında ilk defa duyduğum, ardından kimi zaman eğitimlerde kimi zaman iş
sohbetlerinde karşıma çıkan meşhur prensip. Genel kabul görmüş adıyla 80/20
Kuralı ya da Pareto Kuralı ya da Dengesizlikler Prensibi…
Tarihçesine
bakacak olursak ; bundan yaklaşık 110 yıl önce İtalyan ekonomist ve sosyolog
olan Vilfredo Pareto ülkesinde gelir dağılımının eşit olmadığını ispat etmek
amacıyla bir çalışma, bir araştırma gerçekleştirir. Pareto, yaptığı araştırmalar
sonucunda, İtalya’daki insanların yüzde 20′sinin, toprakların yüzde 80′ine
sahip olduğunu tespit eder. Bu araştırmayla yetinmeyip benzer araştırmaları
diğer birkaç Avrupa ülkesinde de yapar ve benzer sonuçlara ulaşır.Pareto daha sonra, bahçesinde ektiği
bezelye köklerinin yüzde 20'sinin, ürünün yüzde 80'ini verdiğini tespit etmesiyle
birlikte, önemli azınlık ile önemsiz çoğunluk arasında matematiksel bir ilişki
olduğunu keşfeder. Zaman içerisinde bu varsayımı diğer bilim insanları
tarafından daha da geliştirilerek soyadıyla özdeşleşip Pareto kuralı (80/20
kuralı) olarak günümüze kadar gelir.
Varsayımın
özünde; sonucun oluşmasının az sayıdaki önemli baskın faktörlere bağlı olduğu
yatmaktadır. Bu kural gereğince oranlar, her zaman 80/20
değil, 70/30 ya da 90/10 gibi farklılıklar da gösterebilmektedir. Bu noktada
kabul edilmesi gereken; sonuçların büyük bölümüne, az sayıdaki baskın faktörlerin
etki ettiğidir.
İş
hayatından en popüler örnekler “Satışların
yüzde 20’si kârın yüzde 80’ini sağlar, müşterilerin yüzde 20’si satışların yüzde
80’ini oluşturur, toplantı zamanının yüzde 20'si kararların yüzde 80'ini
doğrudan etkiler.” İnsan kaynaklarıyla
ilgili olarak ise örneğin “Raporlu
günlerin yüzde 80’i çalışanların yüzde 20’si tarafından alınır.” Bu örnekleri
çoğaltmak, sayfalarca yazmak mümkündür.
İş hayatında biz nasıl kullanabiliriz bu kuralı ya da işlerimize faydası olur
mu?
Pareto
kuralı iş hayatında satıştan, kaliteye, müşteri memnuniyetinden çalışan
memnuniyetine kadar hemen hemen her alanda uygulanabilir durumdadır.
Hepimiz kabul ederiz ki, çalışma hayatında yöneticiler için, karar verme ve
zaman yönetimi can sıkıcı konulardan birisidir. Diyelim ki karar vermekte
zorlandığınız problemli bir konu var. İşte bu noktada pareto analizi size büyük
kolaylık sağlayacaktır. İlk etapta yapmanız gereken pareto analizine
uygun olarak hataları ve nedenleri, probleme olan katkı derecesine göre sıralamak.
Bu size hangi sorunun daha önce
ele alınması gerektiği hususunda yardımcı olacaktır. Ardından problemdeki payı yüksek olan
hatalar ve nedenler üzerinde çalışmalarınıza ağırlık verirsiniz. Ve bunun
sonucunda karara daha hızlı ulaşmış olursunuz. Bu sizin gereksiz detaylarda boğulmadan
sonuca ulaşmanızı ve zamandan tasarruf etmenizi sağlayacaktır.
Örneğin probleminiz, düşen şirket satışlarının artırılması
ise; bu kurala göre ilk yapılacak olan müşterilere yapılan satışların şirket toplam
satışlara oranlanmasıdır. Çıkan sonuçlar müşteri bazında tablo üzerinde büyükten küçüğe doğru
sıralanır. Tahmini olarak tabloda 29 müşterinin yer aldığını ve ilk 9 müşterinin satış oranının sizin satışlarınız toplamının yüzde 80’ini oluşturduğunu kabul edelim. İşte odaklanmanız gereken ve önceliğiniz bu 9 müşteridir. Yani bu 9 müşteriye yapılacak satışlarda oluşacak artış, şirket satışlarını diğer 20 müşteriden daha fazla etkileyecektir.
Bütün bu anlatılanların sonucunda şunu söyleyebilirim ki, ister özel
yaşamda ister iş yaşamında olsun, önceliklerimizi belirlememiz için kullanacağımız
etkili tekniklerden birisidir 80/20 kuralı. Başarı için önceliklerin
belirlenmesi hem karar verme sürecinde hem de zaman yönetiminde bize büyük
katkılar sağlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder