26 Eylül 2013 Perşembe

Yeni Mezun'un İş Hayatındaki İlk Adımları


Her üniversiteyi kazanan öğrenci büyük hayaller içerisinde başlar öğrenim hayatına. Çünkü mezun olduğunda bir ünvanı olacaktır “Müdür Bey, Mühendis Bey, Mühendis Hanım, v.b.”. Ve bu duygular içerisinde geçer koskoca 4 yıl. Yaz dönemlerinde gerçekleştirilen zorunlu staj programlarıyla ilk iş hayatı deneyimlerini yaşarlar.Gerçi kimisi işyerine hiç gitmeden stajını tamamlar, kimisi de gider ama daha önce yazılmış staj defterlerini kopyalayarak zorunlu stajını yerine getirir. Çünkü bu onlar için bir zorunluluktur. Önemli olan stajının geçerli sayılmasıdır.
Mezuniyet sonrasında yine büyük umutlarla internet üzerinden iş başvuruları yapılır. Her ilanda mutlaka işveren deneyimli eleman aradığını belirtir.Buna rağmen başvurular yapılır.Kimi zaman haftalarca arayan olmaz, kimi zamanda hemen ertesi hafta mülakata çağrılırlar.İlk iş görüşmeleridir heyecanlıdırlar. Kitaplardan,internetten okudukları mülakat tekniklerini uygulamaya çalışırlar.
Görüşmeye giderken ne giyeceklerine tam olarak karar veremezler, hep bir ikilem içerisinde kalırlar. Görüşme esnasında deneyiminiz varmı, neden bizim işletmemiz,5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz gibi bir çok soruya cevap vermek zorunda kalırlar. Diğerlerinden artıları olan ve birazda şansları yaver giden adaylar başarılı bir mülakat geçirip ilk iş deneyimlerine adım atmaya, kendi paralarını kazanabilme şansına sahip olurlar. İşte asıl hikâyemiz burada başlamaktadır.

İlgili iş başı evrakları hazırlanır. Artık o büyük gün gelmiş çatmıştır. Sabah uyandığında büyük bir heyecan ve ayna karşısında geçirilen uzun bir zaman. Çünkü ilk iş günü. İşyerine varılır İnsan Kaynakları Müdürlüğü çalışılacak birim yetkilisi ile tanıştırır ve işletme hakkında kısa bilgileri kendisine aktarır. Çalışacağı masaya oturur ve bilgisayarı ile baş başa kalır. İlk endişe başlangıcıdır bu nokta. Çünkü bölümdeki tüm çalışanlar benzer yoğunlukla işlerini yapmaya çalışıyorlar ama bizim kahramanımız masada öylece oturuyor. Bir zaman sonra sıkıntıdan bilgisayar açılır.Açılır açılmasına da bilgisayarda yapılacak hiçbir şey yok.Bir kaç web sitesi ziyaret edilir.Birde bakmış öğle saati gelmiş yemeğe çıkma zamanı.Yine bir endişe çünkü ekip arkadaşlarıyla birlikte yemek yenecek.Yemek sonrası biraz daha alışır ekip arkadaşlarına, biraz daha sohbet koyulaşır. Çevre ile iletişim kurulmaya başlanır. İçindeki çalışma aşkıyla konuları bilmese dahi çalışma arkadaşlarına işlerinde yardımcı olmaya çalışır, çabalar. Çünkü 4 yıl üniversite/mühendislik eğitimi almıştı. Bütün bu karmaşa arasında zaman hızlıca akar ve akşam saatlerine ulaşılır. Eve döndüğünde babası, annesi, eşi, arkadaşı ilk iş gününün nasıl geçtiğini sorar. Bizimkisi kendinden emin bir tavırla gayet güzeldi der. Zihninde soru işaretleriyle beraber.

İkinci gün biraz daha rahat başlar. Çünkü nereye oturacağını, hangi odaların kime ait olduğunu artık biliyordur. Bölüm içerisinde çalışma alanı ve sorumlulukları kendisine iletildiğinde, yeni bir heyecan dalgası alır başını. Ama insanların arasına girmesi ve bir anda kaybolması bu kadar kolay olmayacaktır. Çünkü yıllardır hayalini kurduğu amir pozisyonuna artık sahiptir, kendisine bağlı ve yöneteceği astları vardır. Asıl büyük sınav bu oryantasyon dönemidir. Astları yapılan işleri kendisinden çok ama çok daha iyi biliyorlardı. Çünkü yıllardan bu yana bu işte çalışıyorlardı. İlk yapılması gereken astlar tarafından yapılacak işlerin iyi bir gözlemle çözümlenmesi. Arkasından astlarla kurulacak samimi ilişkilerle konunun detaylarına inilmeye çalışılması. Bu samimi ilişkilerde onların amiri pozisyonunda olduğu unutulmamalıdır. Çoğu işletmelerde işe yeni başlayan mühendisler orada daha önceden çalışan ustaların çoğu zaman dedikodu malzemesi olmuştur. Örneğin yapılan yanlış bir müdahalede hemen işçiler arasında Mühendis Bey/Hanım söyledi biz yaptık lafları dolanmaya başlar bile.

Böyle bir kaos ortamında okulda alınan eğitimlerin mezuniyet derecesinin gerçek hayatta çok fazla işe yaramadığının da açıkça anlayabiliyoruz. Bu noktada bu genç arkadaşlarımıza gerçek dünyaya hoş geldiniz demek düşüyor bize de.

Yazımı burada sonlandırırken genç arkadaşlarıma son bir tavsiyede bulunmak isterim. İşyerinde şanslıysanız eğer; sizi benimseyen,işi öğretmeye hevesli ve size her daim yardımcı olmaya çalışan birileri var ise onlara karşı iyi davranın.Bunların meyvesini ilerleyen zamanlarda alacaksınızdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder