Her üniversiteyi kazanan öğrenci
büyük hayaller içerisinde başlar öğrenim hayatına. Çünkü mezun olduğunda bir
ünvanı olacaktır “Müdür Bey, Mühendis Bey, Mühendis Hanım, v.b.”. Ve bu
duygular içerisinde geçer koskoca 4 yıl. Yaz dönemlerinde gerçekleştirilen
zorunlu staj programlarıyla ilk iş hayatı deneyimlerini yaşarlar.Gerçi kimisi
işyerine hiç gitmeden stajını tamamlar, kimisi de gider ama daha önce yazılmış
staj defterlerini kopyalayarak zorunlu stajını yerine getirir. Çünkü bu onlar
için bir zorunluluktur. Önemli olan stajının geçerli sayılmasıdır.
Mezuniyet sonrasında yine büyük umutlarla internet üzerinden iş başvuruları yapılır. Her ilanda mutlaka işveren deneyimli eleman aradığını belirtir.Buna rağmen başvurular yapılır.Kimi zaman haftalarca arayan olmaz, kimi zamanda hemen ertesi hafta mülakata çağrılırlar.İlk iş görüşmeleridir heyecanlıdırlar. Kitaplardan,internetten okudukları mülakat tekniklerini uygulamaya çalışırlar.
Görüşmeye giderken ne giyeceklerine tam olarak karar veremezler, hep bir ikilem içerisinde kalırlar. Görüşme esnasında deneyiminiz varmı, neden bizim işletmemiz,5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz gibi bir çok soruya cevap vermek zorunda kalırlar. Diğerlerinden artıları olan ve birazda şansları yaver giden adaylar başarılı bir mülakat geçirip ilk iş deneyimlerine adım atmaya, kendi paralarını kazanabilme şansına sahip olurlar. İşte asıl hikâyemiz burada başlamaktadır.
Mezuniyet sonrasında yine büyük umutlarla internet üzerinden iş başvuruları yapılır. Her ilanda mutlaka işveren deneyimli eleman aradığını belirtir.Buna rağmen başvurular yapılır.Kimi zaman haftalarca arayan olmaz, kimi zamanda hemen ertesi hafta mülakata çağrılırlar.İlk iş görüşmeleridir heyecanlıdırlar. Kitaplardan,internetten okudukları mülakat tekniklerini uygulamaya çalışırlar.
Görüşmeye giderken ne giyeceklerine tam olarak karar veremezler, hep bir ikilem içerisinde kalırlar. Görüşme esnasında deneyiminiz varmı, neden bizim işletmemiz,5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz gibi bir çok soruya cevap vermek zorunda kalırlar. Diğerlerinden artıları olan ve birazda şansları yaver giden adaylar başarılı bir mülakat geçirip ilk iş deneyimlerine adım atmaya, kendi paralarını kazanabilme şansına sahip olurlar. İşte asıl hikâyemiz burada başlamaktadır.
İlgili iş başı evrakları hazırlanır.
Artık o büyük gün gelmiş çatmıştır. Sabah uyandığında büyük bir heyecan ve ayna
karşısında geçirilen uzun bir zaman. Çünkü ilk iş günü. İşyerine varılır İnsan
Kaynakları Müdürlüğü çalışılacak birim yetkilisi ile tanıştırır ve işletme
hakkında kısa bilgileri kendisine aktarır. Çalışacağı masaya oturur ve
bilgisayarı ile baş başa kalır. İlk endişe başlangıcıdır bu nokta. Çünkü
bölümdeki tüm çalışanlar benzer yoğunlukla işlerini yapmaya çalışıyorlar ama
bizim kahramanımız masada öylece oturuyor. Bir zaman sonra sıkıntıdan
bilgisayar açılır.Açılır açılmasına da bilgisayarda yapılacak hiçbir şey
yok.Bir kaç web sitesi ziyaret edilir.Birde bakmış öğle saati gelmiş yemeğe
çıkma zamanı.Yine bir endişe çünkü ekip arkadaşlarıyla birlikte yemek
yenecek.Yemek sonrası biraz daha alışır ekip arkadaşlarına, biraz daha sohbet
koyulaşır. Çevre ile iletişim kurulmaya başlanır. İçindeki çalışma aşkıyla
konuları bilmese dahi çalışma arkadaşlarına işlerinde yardımcı olmaya çalışır,
çabalar. Çünkü 4 yıl üniversite/mühendislik eğitimi almıştı. Bütün bu karmaşa
arasında zaman hızlıca akar ve akşam saatlerine ulaşılır. Eve döndüğünde babası,
annesi, eşi, arkadaşı ilk iş gününün nasıl geçtiğini sorar. Bizimkisi kendinden
emin bir tavırla gayet güzeldi der. Zihninde soru işaretleriyle beraber.
İkinci gün biraz daha rahat başlar.
Çünkü nereye oturacağını, hangi odaların kime ait olduğunu artık biliyordur.
Bölüm içerisinde çalışma alanı ve sorumlulukları kendisine iletildiğinde, yeni
bir heyecan dalgası alır başını. Ama insanların arasına girmesi ve bir anda
kaybolması bu kadar kolay olmayacaktır. Çünkü yıllardır hayalini kurduğu amir
pozisyonuna artık sahiptir, kendisine bağlı ve yöneteceği astları vardır. Asıl
büyük sınav bu oryantasyon dönemidir. Astları yapılan işleri kendisinden çok
ama çok daha iyi biliyorlardı. Çünkü yıllardan bu yana bu işte çalışıyorlardı.
İlk yapılması gereken astlar tarafından yapılacak işlerin iyi bir gözlemle çözümlenmesi.
Arkasından astlarla kurulacak samimi ilişkilerle konunun detaylarına inilmeye çalışılması.
Bu samimi ilişkilerde onların amiri pozisyonunda olduğu unutulmamalıdır. Çoğu
işletmelerde işe yeni başlayan mühendisler orada daha önceden çalışan ustaların
çoğu zaman dedikodu malzemesi olmuştur. Örneğin yapılan yanlış bir müdahalede
hemen işçiler arasında Mühendis Bey/Hanım söyledi biz yaptık lafları dolanmaya
başlar bile.
Böyle bir kaos ortamında okulda
alınan eğitimlerin mezuniyet derecesinin gerçek hayatta çok fazla işe
yaramadığının da açıkça anlayabiliyoruz. Bu noktada bu genç arkadaşlarımıza
gerçek dünyaya hoş geldiniz demek düşüyor bize de.
Yazımı burada sonlandırırken genç
arkadaşlarıma son bir tavsiyede bulunmak isterim. İşyerinde şanslıysanız eğer; sizi benimseyen,işi öğretmeye hevesli ve size her daim yardımcı olmaya çalışan birileri var ise onlara karşı iyi davranın.Bunların meyvesini ilerleyen zamanlarda alacaksınızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder