Genel tanımlamalarda yönetim; “Önceden belirlenmiş amaç ve
hedefleri gerçekleştirmek için elde bulunan kaynakların (insan, para, makine,
malzeme, bilgi vb.) anlamlı bir şekilde bir araya getirilerek planlama,
örgütleme, yöneltme ve denetleme faaliyetlerinin yürütülmesi, başkaları
vasıtasıyla iş görme süreci” şeklinde ifade edilmektedir. Çeşitli tanımları sözlüklerde
yer alan Yönetici ise bu tanımdan yola çıkılarak en kısa ve öz ;"başkaları vasıtasıyla iş yaptıran kişi olarak" tanımlanabilir.
Çalışma hayatına başlayan her birey mutlaka bir yönetici ile çalışmıştır. Yöneticisinden övgüler de, yergilerde almıştır. Kimi zaman yöneticisi kimi zaman kendisi hatalı durumda olmuştur.Ama yöneticilerin hataları ve hatalı oldukları iş hayatında sıklıkla dile getirilen bir konudur.
Peki iş hayatında
yönetici olmak, hataları riskleri beraberinde mi getiriyor, getiriyorsa bu
hataları minimize etmek bizlerin elinde mi ? Neler yapabiliriz?
Halk arasında yöneticiliğin
okulu yoktur derler. Gerçekten de doğru yönetici okulda yetişmiyor, Yönetici yöneticilik
kabiliyeti olan insanın; yaşadıklarıyla, tecrübeleriyle ve kendi gayretleri
sayesinde yetişiyor. Açıkça görülüyor ki iyi bir yönetici olmak için herhangi
bir diploma tek başına yeterli değildir. Bunun yanında birçok kişisel
özelliklere de iyi bir yöneticinin sahip olması gereklidir.
İyi bir yönetici; her
şeyden önce iyi bir dinleyici olmalı ve iletişimi yüksek olmalıdır. Astları ve
üstleriyle daima sıcak ilişkilerde bulunmalı, özellikle astlarının geri bildirimlerinden,
fikirlerinden en üst düzeyde faydalanmalıdır. Çünkü yönetmekte olduğu ekip
başarıya hep birlikte yürüyecektir. Onları cesaretlendirmelidir, Yönetici insanları
korkutmaktansa; sevilen ve yaptıklarıyla saygı kazanan birisi olmalıdır. Yöneticilik,
hiçbir zaman arkası kesilmeyen sürekli bir öğrenme sürecidir. Kendisi ile
beraber ekibini de geliştirmesi, eğitmesi olmazsa olmazdır. Zaman içerisinde
astlarına sorun değil, çözüm getirmeleri yönünde tenkitlerde bulunmalıdır.
Onların ufuklarını genişletmesi kendisi, ekibi ve yönetimi için her zaman artı
sağlayacaktır. Sistemli bir planlama tekniğine sahip olmalı, yaptığı ve
söylediği her şeyi not etmelidir. Eğer bir yönetici yokken sorumlu olduğu
alanın işleri aksıyor ise planlama sistemini mutlaka kontrol etmelidir.
Ön yargıları bir
kenara bırakmalıdır. Sorunu için yanına gelen bir kimseye, sürekli olarak kendisini
ya da kurumu suçlayan birisi olarak bakmamalı, kişiyi tam anlamıyla dinledikten
sonra ön yargıları ile değil mantığı ile karar vermelidir. Belki de yöneticinin
göremediği ve kurum için çok önemli olan bir konunun çözümünü görmüş ve onunla
fikir paylaşımı yapmak isteyen birisi olabilir. Sabırla içtenlikle iletişimini
sürdürmelidir. Ekip çalışmalarında olumsuzluk yaşanması halinde dahi
sorumluluğu üzerine almalıdır, personeline güvenmelidir. Unutmamalıdır ki kendi
personelini üst yönetime sürekli suçlayan yönetici, iyi bir yönetici olmadığını
da üst yönetime bildirmiş olacaktır.
Her
ne kadar yukarıda saydıklarımızı ve daha fazlasını bire bir yerine getirse de;
Yönetici kurum ve kuruluşlarda her zaman hedefteki insandır. Yaptıkları olumlu
işler, davranışlar örnek alındığı gibi, hataları ise tüm ast-üst kesimlerde en
sert tepkilerle karşılanır. İyi bir yönetici bunun bilincinde olarak yönetim
faaliyetini sürdürmeli ve unutmamalıdır ki yönetilmeyen hiçbir şey yoktur.
Sadece yönetememe vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder