17 Aralık 2013 Salı

İş Hayatında Anlaşmazlıklar ve Çatışma

Maalesef çalışanlar, iş hayatında kimler ile birlikte çalışacağının seçimini kendileri yapamıyorlar. Tamamen farklı özelliklere sahip insanlarla, hayatlarının büyük bir bölümünü birlikte geçiriyorlar. Kabul ederiz ki insanlar her konuda farklı düşüncelere, yaklaşımlara sahip olabiliyorlar. Haliyle böyle bir ortamda çalışanlar ve gruplar arasında, iş bölümünden ya da görevlerden kaynaklanan ve işlerin aksamasına yol açan anlaşmazlıkların yaşanması da kaçınılmaz oluyor.  İşte insan doğasındaki bu kaçınılmaz sürece verilen isimdir çatışma, yani kişiler arasında yaşanan uyuşmazlık ya da anlaşmazlık durumu. Çatışma sözcüğü kulağa ilk geldiğinde insan da olumsuz, negatif bir etki yaratır. Ama eğer doğru algılanıp, doğru şekilde yönetilebilirse bu negatif etkinin pozitife dönmesi de mümkün olabilmektedir. Hayatımızın her alanında çatışmalar; duygular,ihtiyaçlar gibi kişisel farklılıklardan, kültürel farklılıklardan, içinde bulunulan sosyal ortamlardan yada davranışlardan ortaya çıkabilmektedir.

İş hayatında ise çatışma, bir çalışanın kendi etki alanında, başka bir çalışanın yer almaya başladığını hissetmesiyle birlikte, kendiliğinden oluşmaya başlar. Bu çatışmalar; çalışanlar arası, gruplar arası  ve bölümler arası olarak gerçekleşir. Küçük bir ön yargı, her söyleneni kendine yorup kişiselleştirme, bir şeyleri ya da birilerini değiştirme çabası, oluşan sorunların hemen çözümlenmemesi gibi sebeplerden dolayı da insanların anlaşmazlığa düşmesi, çatışmalar yaşanması olağandır.
Basit bir örnekle açıklamak gerekirse; herhangi bir işletmede çalışanların görev tanımlarının net olarak yapılmadığını varsayalım. Böyle bir durumda çalışan ne iş yapacağını, kime karşı sorumlu olacağını bilemez. Haliyle bu karmaşada çalışanın gerçek amiri dışında, çalışana görev veren diğer amirlerde ortaya çıkacaktır. Tabi ki her amirin işi çok önemli olacaktır ve en önce bitirilmesi gerekecektir. İşte tam bu esnada amirler arasında çatışma eğilimi baş gösterir. Zaten işletmelerde bazen aleni, bazen de gizli olmak üzere pek çok çatışma yaşanmaktadır ve bu tür çatışmalar personel üzerinde de stres yaratmaktadır.

Öyle ki çalışanın istekleri ile ilgili yaşadığı çatışmalar kendi üzerinde strese, kurum içinde başkaları ile ya da kurumun bölümleri arasında yaşanan çatışmalar ise genel manada işletme veriminin düşmesine neden olacaktır. Yaşanan çatışmalarla mevcut iş gücü iş üretmek yerine entrikalara yönelecektir. Sürekli gergin, stresli bir çalışma ortamı kendiliğinden oluşacaktır. İşletme içi iletişim kopuklukları ortaya çıkacak ve verim direk olumsuz olarak etkilenecektir. Çalışanlar ve amirler arasında rol yapmalar, politik davranışlar ön plana çıkacaktır.

İşletmeler için çatışmaların çözümü klişe bir tabirle boyacı küpü olayı gibi değildir. Hem işletme hem de çalışan için gerçekten büyük bir zaman kaybıdır. İnsanlar çatışma ortamını hissettiğinde değişik tepkiler verirler. Ortamdan bir an evvel uzaklaşma ya da hiç çatışma yokmuş gibi davranıp rutin işlerine devam etme ya da şiddetli kavga ya da küsme gibi davranışlar sergileyebilirler. Gerçek olan şudur ki; bu saydıklarımızın hiçbiri çatışmanın çözümüne katkı sağlamayacaktır. Çözüm için var olan farklılıklar kabul edilmeli, saygı gösterilmeli ve karşıt fikirler anlaşılmaya çalışılmalı, ortak bir noktada uzlaşma sağlanmalıdır. Çalışanlara verilecek eğitimlerle, sosyal aktivitelerle destek olunması çözümü hızlandıracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder